Almanya’da yatırım konusu her geçen gün daha çok Türk şirketinin gündemine alınan bir konu haline geldi. Türk şirketleri son dönemlerde Almanya’da şirket kurma veya devralma ya da stratejik ortaklıklar kurma yoluyla Almanya ve dolayısıyla Avrupa Birliği pazarına girme çalışmalarını yoğunlaştırmaya başladı. Bu nedenle bu önemli konuya eğilip, bir makale serisi hazırlayarak akıllardaki soruları cevaplamaya çalıştık.
Bir önceki sayıdaki makalemizde, Almanya’da yatırıma karar verme nedenlerini ve şirket kuruluşu prosedürünü açıkladık. Bu makalemizde de şirket kuruluşunda teşvikler, yatırım sonrası oturum alınması, Almanya’da şirket satın alma ve “Made in Germany” konularına eğileceğiz.
- Şirket Kuruluşunda Yatırımcıya Teşvik?
Almanya çok gelişmiş bir ülke olduğu ve yabancı yatırımcıya gelişmekte olan ülkeler kadar yoğun ihtiyaç duymadığı için şirket kuruluşu sırasında alınabilecek teşvikler Türkiye’de yabancı yatırımcılara tanınan teşviklere nazaran daha sınırlı kalmaktadır. Ancak şirketler kurulduktan ve işler yerine oturduktan sonra alınabilen son derece avantajlı krediler, başlangıçta karşılaşılan sınırlı teşvikler nedeniyle oluşan hayal kırıklığını kısa bir süre sonra unutturabilmektedir.
Almanya daha az gelişmiş şehir ve bölgelere yatırımcı çekmek için bazı bölgelerde/şehirlerde kurumlar vergisini düşük tutmaktadır. Ayrıca kuruluş masraflarının bir kısmını karşılayan teşvikler de bulunmaktadır. Ancak bu son bahsi geçen teşvikten yararlanabilmek için kuruluşa başlamadan gerekli görüşmelerin ve başvuruların yapılması önem taşımaktadır. Bu nedenle teşvikleri yatırımı yapmadan önce bilmek ve yatırım için hedef bölgeyi seçerken bu etkenleri de göz önünde bulundurmakta fayda bulunmaktadır.
Türkiye gibi merkezi bir yönetime değil de Federal bir devlet yapısına sahip olan Alman Federal Cumhuriyeti 16 federal bölgeye ayrılmış olup, her federal bölgenin kendisine ait bir Yatırım Ajansı bulunmaktadır. Bu ajanslar son derece önemli olan teşvik bilgilerini en aktüel haliyle paylaşacak doğru adrestir. Ancak Almanya’nın bir de tüm ülkeden sorumlu Ana Yatırım Ajansı (Germany Trade and Invest) bulunduğunu belirtmek ister, teşviklerle ilgili yatırım yapılmak istenen Eyalet belirlenmemiş ise, ilk olarak Ana Yatırım Ajansına başvurulmasını ve bilgi istenmesini tavsiye ederim.
Ayrıca belirtilmelidir ki, Türk iş adamlarının yurtdışında şirket kurması halinde bu şirketler/kişiler Türkiye’den yurtdışında kurdukları şirket için kira yardımı alabilmektedir. Bu amaçla yapılan başvuruların şirket kuruluşu sonrası Türkiye’de yapılması gerekmektedir.
Ayrıca Türk şirketleri Almanya’da kurdukları ya da satın aldıkları şirketle aralarında yapacakları uluslararası işçi gönderme sözleşmeleri ile işçilik masraflarını düşürebilmektedir.
- Yatırım Sonrası Oturum Alınması
Almanya’da Limited Şirket (GmbH) kurulması sonrası şirket müdürlüğü yapacak ortak ya dışarıdan atanacak müdür için oturum alınması konusu gündeme gelmektedir. Şirket kuruluşu sonrası müdür olması istenen kişinin ya da Almanya’ya taşınmak isteyen yönetici ortağın Türkiye’deki ikâmetgahının bağlı olduğu Alman Konsolosluğu’na oturum başvurusu yapılması gerekmektedir. Almanya yatırımcı vizesi/oturumu için gerekli evraklar aşağıdaki gibi olup, bu kişilerin ailelerinin de Almanya’ya alınmasının istenmesi halinde bu evraklara eklemeler yapılması gerekebilmektedir.
- Başvuru Formu: Almanca olarak eksiksiz doldurulmuş ve başvuru sahibi tarafından imzalanmış başvuru formu ile Alman İkamet Yasası’na uygun olarak doldurulmuş ek belgelerin hazır edilmesi gerekmektedir.
- Pasaport aslı ve ayrıca aile de gidecekse Almanya Aile Birleşimi Vizesi müracaatında bulunacak kişilerin pasaportları: Bu pasaportların başvuru esnasında en az 2 sene geçerliliği olması gerekmektedir. Evlendikten sonra soyadı değişen vatandaşların mutlaka yeni soy isimleriyle pasaportlarını yenilemeleri gerekmektedir. Pasaportları bu kriterlere uymayan vatandaşlar gerekli evraklarla birlikte en yakın il veya ilçe emniyet müdürlüğünden pasaportlarını çıkarttırabilirler.
- Vesikalık fotoğraf: Yatırımcı oturumu ve aile birleşimi vize başvurularında konsolosluk tarafından talep edilen fotoğraflar en fazla 6 ay önce çektirilmiş olan güncel biyometrik fotoğraflar olmalıdır.
- Müdürün meslek eğitimini gösteren diploma ve sertifikalara dair belgeler ve özgeçmiş
- Müdür iş sözleşmesi: Kurulan şirket tarafından müdüre gönderilecek bu sözleşme Alman kanunlarına uygun olarak hazırlanmalı ve müdürün geçimini sağlayabilecek bir ücreti garanti etmelidir. Sözleşmenin süresiz iş sözleşmesi olmasını tavsiye ederiz.
- Yeterlilik belgeleri: Bu belgelere liseden başlamak üzere okul mezuniyet belgeleri, üniversite/yüksekokul diplomaları, daha önce çalışılan işyerlerinden alınan referans yazıları, ek kalifikasyonlara ait sertifikalar, serbest mesleklerde ticaret sicili kayıt suretleri, yabancı dil seviyelerini gösterir belgeler girmektedir.
- Almanca ve Alman piyasasının beklentilerini karşılayacak şekilde Alman standartlarına uygun hazırlanmış, 5 yıllık iş planı (business plan): Bu planın Türkiye‘de yaptırmamasını ve Almanya pazarını ve kanunlarını bilen Alman bir mali müşavir tarafından Alman yatırım ajanslarının verdiği kriterlere göre hazırlanması gerekmektedir. Aksi halde başvurularda sorun çıktığını gözlemlemiş bulunuyoruz.
- Almanca bilindiğini kanıtlar sertifikalar: Bu sertifikalar mecburi şart olmasa da başvurularda son derece olumlu rol oynamaktadır.
- Firma kurulmuş ise:
- Şirketin kuruluşuna dair noter tasdikli belge
- Noter onaylı şirket mukavelesi
- Güncel Ticaret Odası kaydı
- Ortaklar listesi
- Ana sermayenin ne kadarının ödemeler için yatırıldığını gösterir belge
- Gerekirse Yönetim Kurulu Başkanı sözleşmesi
- (Business Plan) İş planında belirtilmemiş ise, alttaki belgeler gerekmektedir:
- Mali plan
- Sermaye ihtiyaç planı
- Sermayeyi gösterir belgeler (örn. kredi onayları, banka hesap dökümleri)
- Likidite planı
- Başvuru sahibinin minimum 1 yıllık geçimini sağlayacak maddi durumda olduğunu gösterir belgeler (şahsi)
- Diğer Belgeler:
- Depo ve ofis alanlarını da kapsayan ticari alanlara dair tapu senetleri dahil olmak üzere, kira ve satış sözleşmeleri
- Mali müşavir tarafından imzalanmış, işletmenin son 6 aya dair ekonomik değerlendirmesi (firma faaliyette ise)
- Vergi dairesinden son gelir vergisi bildirimi
- Başvuru sahibinin 45 yaş üstü olması durumunda – Yaşlılığının güvence altına alındığına dair kanıtlar:
- Her çeşit şahsi mal varlığı,
- Yurtiçinde veya dışında elde edilmiş emeklilik hakları
- Firma varlıkları/Yatırım miktarı
Tüm belgeler Almanca ve/veya Almanca‘ya tercüme edilmiş olarak ibraz edilmelidir.
III. Almanya’da Şirket Satın Alma – Avantajları ve Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Piyasaya hızlı giriş yapmak ve işleyen bir sistem devralmak isteyen Türk şirketleri, Almanya’da şirket kurmak yerine şirket devralmayı tercih etmektedir. Şirket devralmak kuruluş için gerekli olan pek çok adımı, özellikle de izne tabi olan bazı sektörlerde izin alma prosedürünü atlamaya yardımcı olmakta ve yatırımcılara son derece zaman kazandırmaktadır. Aynı şirket kuruluşunda olduğu gibi şirket devirleri için de yatırımcının hangi uyruğa tabi olduğuna bakılmamaktadır.
Şirket devralmanın en çekici avantajlarından biri, müşteri portföyü oluşmuş ve işlemekte olan ve de piyasada az ya da çok tanınan bir sistemi devralıyor olmaktır. Doğru şirketin bulunması halinde bu durum yatırımın geri dönüş süresini de yarıya indirebilmektedir.
Almanya’da sık sık aile şirketlerinin kurucu ortağın emekliye ayrılması ve onun yerini alacak bir aile bireyinin bulunmaması nedeniyle kapandığı gözlenmektedir. Belirtmek isteriz ki bu tarz şirketlerin yatırımcılar tarafından devralınarak işletilmeye devam ettirilmesini sağlamak ve işletmede çalışan işçilerin işsiz kalmasını engellemek adına ve Alman ekonomisine katkısı olan bir kuruluşun yok olmasını engellemek amacıyla Almanya çeşitli teşvikler verebilmekte ve/veya düşük faizli kredilerle yatırımcıları destekleyebilmektedir.
Bu gibi teşviklerden yararlanmak elbette ki Türk yatırımcılar için de mümkündür.
Şirket devralırken dikkat edilmesi gereken, alınan şirketin özelliklerinin alıcı tarafından iyice anlaşılmasıdır. Ayrıca yatırımın zaten Türkiye’de de çalışılan alanda çalışan bir şirkete yapılması devir sonrası işleyişi kolaylaştıracaktır. Devralma öncesi hedef şirketin Due Diligence adı verilen bir incelemeye sokulması son derece tavsiye ettiğimiz bir konudur. Bu inceleme hukuki, mali ve eğer bir fabrika devralınıyorsa teknik anlamda yapılmalı ve bu sayede kötü sürprizlerle karşılaşma riski olabildiğince düşürülmelidir. Ayrıca bu inceleme şirketin devri için teklif edilecek fiyatın doğru belirlenmesi anlamında da son derece önemlidir.
- “Made in Germany” Şartları
Pek çok Türk üretici Almanya’da şirket kurmakla kalmayıp ürünlerin bir kısmının imalatını Türkiye’de tamamladıktan sonra malları Almanya’ ya sevk ederek orda bir takım işlemlerden geçirmek ve Almanya’da geri kalan üretim işlemlerini tamamlayarak ürünlerini “Made in Germany” etiketi altında satmak istemektedir. Ancak ne yazık ki “Made in Germany” etiketini kullanabilmek için üretimin sembolik bir kısmını Almanya’da yapmak yeterli olmamaktadır. Ürünlerin “Made in Germany” etiketiyle satılabilmesi için Alman Federal Mahkeme kararlarında geliştirilmiş olan bazı kriterlere bakılmaktadır ve bu kriterlerin her birinin büyük bir kısmının Almanya’da gerçekleşmesi gerekmektedir:
- Ürün Geliştirme
- Ürün Tasarımı
- Teknik anlamda üretim (insan faktörü/işçilik, makine ve diğer üretime dair aletler Almanya ağırlıklı olmalıdır)
- Kalite Kontrol
Üretimin bu standartlara uyup uymadığı her sektör için o sektörün özelliklerine bağlı olarak belirlenmekte ve bu nedenle Türkiye’den Almanya’ya yatırım yaparak fabrika açmak isteyen şirketlerin önce şirketi kurup, bir büro açıp, sadece yöneticileri işe alıp, sonra fabrika ve üretimle ilgili teknik danışmanlık almalarını tavsiye etmekteyiz. Fabrika donanımının ve kalite kontrol unsurlarının başından Alman kriterlerine göre belirlemesi ve buna göre fabrikanın kurması başarıya giden yoldur. Dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan bir şudur ki, bir ürün için en önemli yani belirleyici bölüm hangisi ise onun Almanya üretilmiş olması gerekmektedir.
Tabii ki yurt dışından ham madde ve parça ve diğer malzemelerin alınması mümkündür; ama bu durum üretimin ve montajın büyük kısmının Almanya’da yapılmasını engellememelidir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da yapılan üretimin Almanya ekonomisine bir değer katması gerektiğidir. Bu kriterleri gereğince karşılayabilmek için önceden teknik danışmanlık alınmasında fayda olduğunun bir kez daha altını çizmek isterim.
Bu bağlamda anılması gereken bir konu da şudur ki, Almanya’da Mindestlohn (bir işçiye ödenebilecek en düşük saat ücreti) diye bir uygulama bulunmaktadır ve bu saat ücreti an itibariyle 9,35 Euro‘dur. Üretimin Almanya’da yapılması demek, en az bu saat ücretini ödemeyi göze almak demektir.
Ürünlere “Made in Germany” yazıp “Made in Germany” kriterlerine uymayan ürünler piyasaya sunulursa neler olabilir? Piyasadaki rakipler ya da tüketiciyi koruma dernek ve kurumları üreticiyi haksız rekabet hukuku kurallarına göre dava edebilmektedir. Malların piyasadan çekilmesi ve “Made in Germany” etiketinin kullanılmasının yasaklanması için işlemler başlatılabilmektedir.
Yazar: Av. Meryem Efser Karayel-Keßler, LL.M. (Cologne)
Matur Ökten Karayel-Keßler Hukuk Bürosu