Yurtdışında Yerleşik Tüzel Kişilerin Şube, İrtibat Bürosu, Temsilciliklerinin VERBİS’e Kaydı
Kişisel Verileri Koruma Kurulu (“Kurul”) tarafından internet sitesinde yayımlanan Kurul Kararlarından 2019/225 sayılı ve 23/07/2019 tarihli karar ile Yurtdışında Yerleşik Tüzel Kişilerin Şube ve İrtibat Büroları açısından Veri Sicili’ne kayıt yükümlülükleri konusunda önemli bir açıklamada bulunularak, yurtdışında yerleşik tüzel kişilerin şubelerinin belirli şartlar altında Veri Siciline kayıt yükümlülüğü olduğu ancak irtibat bürolarının bu kapsamda yer almadığı konusunda görüş bildirilmişti.
2019/225 sayılı ve 23/07/2019 tarihli karar ile Kurul,
- Türkiye’de doğrudan veya şubeleri aracılığıyla kişisel veri işleme faaliyetinde bulunan yurt dışında yerleşik veri sorumlularının Sicile kayıt olmalarının gerektiğine,
- Yurt dışında yerleşik tüzel kişilerin Türkiye’deki şubelerinin, Kanunda yer alan veri sorumlusu tanımı gereği kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirlemesi ve veri kayıt sisteminin kurulması ile yönetilmesinden sorumlu olması halinde yurt dışında yerleşik tüzel kişiden ayrı olarak Türkiye’de yerleşik veri sorumlusu olarak değerlendirileceğine, bu durumda olan yurt dışında yerleşik tüzel kişilerin Türkiye’deki şubeleri için Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 2018/88 sayılı ve 2019/265 sayılı kararlarında yer alan “yıllık çalışan sayısı” ve “yıllık mali bilanço toplamı” kriterleri açısından yapılacak değerlendirme sonucunda Sicile kayıt yükümlülüğü bulunup bulunmadığına karar verileceğine, bu durumda olmayan yurt dışında yerleşik tüzel kişilerin Türkiye’deki şubelerinin ise Sicile kayıt yükümlülüğünün bulunmadığına,
- Yurtdışında yerleşik tüzel kişilerin Türkiye’deki irtibat büroları açısından ise, Türkiye’de irtibat bürosu açılabilmesi için şirket tüzel kişiliklerinin yabancı ülke kanunlarına göre kurulması ve kurulan irtibat bürolarının Türkiye’de ticari faaliyette bulunmaması gerektiği, irtibat bürolarının ticari faaliyet dışında haberleşme, fizibilite araştırması yapma, sosyal ve kültürel alanlarda bazı çalışmaları yürütme, şirketler arasında birleşme ve devirler için ön hazırlık yapma, tanıtım ve reklam, ülkedeki iş olanaklarının yakından takip etme ve bu konular hakkında merkez firmaya bilgi verme amacı doğrultusunda açılan bürolar olması ve şube özelliği bulunmadığı hususu dikkate alındığında söz konusu irtibat bürolarının Sicile kayıt olma yükümlülüğünün bulunmadığına karar vermişti.
Ülkemizde temsilciliği bulunan bir yabancı bankanın 6698 sayılı Kanun kapsamında veri sorumlusu sayılıp sayılmayacağı ve Veri Sorumluları Siciline kayıt yükümlülüğü hakkındaki görüş talebi üzerine ise bu talep ile ilgili olarak Kurul, 23.06.2020 tarihli ve 2020/471 sayılı bir Karar daha yayımlamıştır.
2020/471 sayılı Kararda öncelikle, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun iznine bağlı olarak açılabilen ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun resmi internet sitesinde bir liste halinde yayımlanan yabancı bankaların Türkiye temsilciliklerinin, bağlı bulunulan banka veya bir başka banka veya finansal kuruluş adına mevduat veya katılım fonu kabul etmediklerine, kredi kullandırılamadığına veya 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 4 üncü maddesinde belirtilen diğer bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirilemediklerine atıfta bulunulmuştur.
Öte yandan Kurul tarafından, temsilciliklerin bağlı bulunulan banka adına, bankanın ve sunduğu hizmetlerin tanıtımı, Türkiye’de kurulu kredi kuruluşları veya finansal kuruluşlarla olan ilişkilerin güçlendirilmesi, piyasa araştırması yapılması ve toplanan bilgilerin merkeze raporlanması faaliyetlerinin yürütülebileceği düzenlenmiş olduğundan bahisle yapılan inceleme neticesinde görüş talebinde bulunan bankanın, sağladığı finansman hizmetleri kapsamında Türkiye’de mukim ilgili kişilerin kişisel verilerini işlediği anlaşıldığı tespit edilmiştir.
Bu kapsamda, adı geçen bankanın temsilciliğinin ülkemizde gerçekleştirdiği faaliyetlerin, bu bankanın bankacılık faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirdiği kişisel veri işleme faaliyetlerinden ayrı tutulamayacağı, ülkemizde yapılan tanıtım faaliyetleri ve piyasa araştırması ile bağlı bulunduğu bankaya elde ettiği bilgileri aktarmasının mümkün olduğu, bu etkinliklerin, yurt dışında yerleşik bankanın faaliyetlerine katkı yapacağının açık olduğu ve bu sebeple, temsilciliğin faaliyetlerinin bankanın kişisel veri işleme faaliyetleri ile sıkı bir bağlantı içerisinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği yönünde bir görüş ortaya koyulmuştur.
Yine ayrıca, temsilciliği aracılığıyla ülkemizdeki sürekli mevcudiyeti karşısında, bankanın yurtdışında yerleşik olması ve bütün kişisel veri işleme faaliyetlerini yurtdışında gerçekleştirdiği gerekçesiyle bu veri işleme faaliyetleri bakımından 6698 sayılı Kanunun uygulama alanı bulmayacağının kabulünün Kanunun amacıyla da bağdaşmayacağı gerekçesi ile Kurul tarafından yapılan değerlendirme sonucunda;
- kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının Anayasanın 20 nci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiş bir temel hak ve özgürlük olduğu,
- veri koruma düzenlemelerinin yer bakımından uygulama alanının belirlenmesinde, bireylere en üst düzeyde ve en geniş kapsamda korumayı sağlayan bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiği,
- görüş talebinde bulunan yabancı bankanın temsilciliği vasıtasıyla ülkemizdeki sürekli mevcudiyeti
hususları göz önünde bulundurulduğunda, adı geçen bankanın kişisel veri işleme faaliyetleri açısından 6698 sayılı Kanunun uygulama alanı bulacağına ve bu kapsamda söz konusu yabancı bankanın veri sorumlusu sıfatını haiz olduğuna ve Sicile kayıt yükümlülüğünün bulunduğuna karar verilmiştir.
Kurul’un 2019/225 sayılı kararı ile 2020/471 sayılı Kararı, Yurt dışında yerleşik tüzel kişilerin irtibat büroları ve temsilcilikleri açısından paralel görüşler içermektedir. 225 sayılı Kararı ile Kurul, irtibat bürolarının Türkiye’de veri siciline kayıt zorunluluğu bulunmadığına dair görüş açıklamakta iken, 471 sayılı kararı ile de Yurt dışında yerleşik tüzel kişinin, temsilciliği vasıtasıyla Türkiye’den veri elde ediyor olması sebebiyle veri sorumlusu sıfatına sahip olduğunu ve Veri Siciline kaydının gerekeceğini açıklamıştır.
Aslında her iki karar açısından da farklı sonuçları açıklayan bu görüşlerin tek bir ortak noktası vardır, o da gerek irtibat bürosu gerekse temsilcilik adı altında olsun Yurt dışında yerleşik tüzel kişilerin, Türkiye’den doğrudan ya da dolaylı olarak elde ettikleri verileri işlemek suretiyle veri sorumlusu olarak değerlendirilecekleri ve sicile kayıt zorunluluklarının bulunduğu. Bu nedenle irtibat bürosu ya da temsilciliğin sicile kayıt zorunluluğunun olmadığını düşünerek Yurt dışında yerleşik tüzel kişilerin sicile kayıt yükümlülüklerini ihmal etmemeleri son derece önemlidir.